7 Şubat 2014 Cuma

Bir şehri terk edebilme manifestosu.

telefon çalar. açarım. kapatırım. çalar. açarım. kapatırım. ve bundan hiç yakınmam. bir de gidip cep telefonu alırım. sokakta ve heryerde bu saçmalığa devam edebilmek için. aynı reklamı bir gecede on kez seyrederim. Tv'yi kapatırım. açarım. aynı reklamı bir on kez daha izlerim. bunu onyıllarca yapabilirim. gerçekten bunu yapıyorum da. çocuk yaparım. o gider okullu olur. 2+2 'yi öğrenir. yeni birşey gibi. sonra o da büyür. hasta olur. büyür askere gider. büyür memur olur. büyür aşık olur. bütün bunlara rağmen yatar uyurum. uyandığım halde yine uyurum. uykuyu çok fazla seviyoruz. insanlarla kavga eder. barışır. ya da onlarla çok eğlenirim. işe gider. eve gelirim. tekrar uyurum. bu çalan telefonu ya da aynı reklamı yirminci kez izleyişim gibidir. soğukta üşütür. hasta olur. doktora giderim. ilaçlar içer. iyileşirim. tekrar tekrar aynı şarkıları dinlerim.hayat. başka bir şey gelmez elimden. 

neden ölümlü olduğumu anlamak istemem ?

bu kadar edebiyat yeter. sadede gelirsem.
şartlar olgunlaştı ve bu 'metropol kölesi' artık, bu dev inşaattan çekip gitmek istedi. düzemediğim bir mirasın peşinden koşmaktan bıktım artık. bıktım bu ziplenmiş download kültüründen. ellerimle bir şeyler yapmak istiyorum artık. 
doğadan uzaklaştırıldıkça hırçınlaşan duygularımı, doğada törpülemek istiyorum.
herkesin haberi olsun. hepinizi seviyorum.
uzun yolun hikayesi bol olur derler. bakalım, yaşayalım ve büyüyelim ...

Kadıköy'lü bir ozanın da dediği gibi;
- Bazen olur böyle.

Serhat Sayıcı
06.02.2014
Kadıköy




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder