5 Ağustos 2014 Salı

erguvanlı baharlara..

yıllarca kışı sevmedim.
kış depresyonu yaşadım.
her kar yağmur yağdığında yüzüm asıldı.
eve dönerken yollarda ağladım.

sonra köye geldim. kıştı.soğuktu. yağmurdu, kardı.
nasıl oldu bilmiyorum, kendimi kışın sakinliğinin kollarına bıraktım.
sevdim kışı, sevmekle kalmadım, seviştim kışla.

sonra şehirde kışın keşmekeşini sevmediğimi anladım.
herkesin istanbul'da olduğu, çocukların okula, insanların işe gittiği kış.
yağan yağmurun toprakla buluşamadığı için üzerimizde kaldığı kış.
sevmediğimin kış değil de, o curcuna olduğunu anladım.

şimdi yaz bitse diye bekliyorum.
yaz bir taciz ateşi gibi tepemde.
derlenip toplanıp gelen insanlarla doluyor köy.
meraklı bakışlarla, imrendiğini iddia eden ama dahil olmayan insanlarla.
güneş altında çalışmak zor.
susuzluk toprağı delirtmiş gibi.
hep bir rehavet hali..
hep bir kalabalık..
hep bir denge arayışı..

dinginlikten başka bir şey değilmiş meğer derdim..
yazı kışı bahaneymiş, dengede kalmaktan başka bir şeyde değilmiş gözüm.
kalabalıklardan kaçarmışım da diyemezmişim kendime..

tüm bunlardan bağımsız dengede kalabildiğim, iç sesimi duyabildiğim ve kalbime uzaklaşmadığım sonsuz baharlara niyet ediyorum şimdi. kendimi bahara davet ediyorum. içimde açan erguvanlara.