17 Nisan 2014 Perşembe

yoldan haberler..

uzun olmuş yazmayalı, yaşamaktan yazamıyorum.

tam ben bunu anlatayım herkes duysun diyorum, yeni bir deneyim dikiliyor karşıma. ohh bunları bağlarım artık anlatırken diyorum, bir yenisi geliyor. sonra dönüp bakınca ilk hikayedeki duygularımın dönüştüğünü görüp vazgeçiyorum anlatmaktan. eh öyleydi böyleydi derken zaman su gibi akıp geçiyor..

yola çıkalı 45 gün oldu.arabaya binip yola çıktığımız gün yıllar öncesinde kalmış gibi. sanki hiç istanbulda olmadık, dokuz altı çalışmadık. excel dosyalarıyla boğuşmadık. patronumuza küfretmedik. tüm bunlar sanki hiç olmadı, ya da olduysa da anımsayamayacağımız kadar çok vakit geçip gitti üstünden..

ilk durağımız çanakkale yeniköydü.  bir ay kadar kaldık yeniköyde. bizim için yumuşacık bir geçişi sağlayan yer oldu.. tepelerin arasında binbir emekle yapılmış evleri, gönüllü odaları, ortak alan mutfağı, sınıfı, salonuyla çok güzel bir manzaranın parçası gibiydi. tavukların ne biçim de vahşi olabildiklerini, kazların tıslayışlarını, yumurtadan çıkmak için çabalayan kaz yavrularını, hiç pazara gitmeden yaşayabilecek olmayı deneyimledik. ben pırasadan elli farklı yemek yapmayı öğrendim örneğin. ramazan amcayla meyrem ablanın ineklerinin ebeliğini yaptık. koyunlara çobanlık ettik. kuzularla öpüştük..

bana çok şey öğretti yeniköyde yaşamak. eğer "kırsala kaçış: 101" diye bir ders olsaydı, stajı yeniköyde yapılsın derim.

yeniköydeyken bir haftalık bir belentepe ziyaretimiz oldu. taner'in şahane ev sahipliğiyle, çok eğlendiğimiz, çok şey öğrendiğimiz ve çok güzel yemekler yediğimiz bir tecrübe. sönmez abinin bitmeyen komedyenliği eşliğinde beş gün su gibi akıp geçti. henüz sürdürülebilirliğini ilan etmemiş ama bunun için çaba sarfeden bu muhteşem manzaralı çiftlik deneyimi bize çok iyi geldi..

yeniköye bir süre için döndükten sonra da azıcık eş dost görelim niyetiyle yola yeniden düştük. ne foça bıraktık, ne urla ne seferihisar ne de akçay..

şimdi de fethiye'de pastoral vadideyiz. ne kadar kalacağımızı bilmiyoruz. kendimizi akşıta olmanın huzurlu kollarına bıraktık..

e haberler bitti şimdi şarkılar : )

hayatımda ilişki kuramadığım, kurmaktan kaçtığım, yalancıktan iletişim kurup asgari müşterekte görüşmeye çabaladığım kim varsa bir benzeriyle karşılaşıyorum. zihnimde hangi ilişki biçmiyle uğraşıyorsam, kendimi neyle ilgili düşünmeye davet ediyorsam hayat bana hemen beni sınayacak karakteri sunuyor : )

ilk zamanlar "yok artık" diyerek hayrete düşüyordum, artık "ya ne olacaktı" diyip kendimi bu taze deneyimin içine atıveriyorum.hatta kuramadığım tüm ilişkilerdeki sorumluluğumu görmek ve olanı olduğu gibi kabul edip, hoşgörülü ve sessiz bir gözlemci haline bürünmek bana iyi geliyor.

dinlemeyi ve karşımdakinin olduğu süreci anlamayı, birşeyler söyleyip "yol göstermek!"ten daha kıymetli bulduğum günleri yaşıyorum. varılacak yerden ziyade yolun önemli olduğunu hissediyorum her defasında. ne de olsa yolda olanın yoluna çıkmak gibi bir niyetim yok, izliyorum..

yolda olanlarla karşılaşıyorum bir de çokça. o da ayrı bir keyif. plan adamları, plansızlıktan az sonra ölecek olanlar, akışına bırakanlar, yoldan sıkılanlar, yoldan yorulanlar, durunamayıp yoldan çıkanlar, yolun tadını çıkaranlar, yolun suyunu çıkaranlar. öyle güzel ki. dünyayı gezeni mi istersin, tatil için gelip evine dönmeyeni mi, ne istersen var. öyle güzel hikayeler dinliyorum ki..

keşke bunları anlşatabildiğim kadar içsel yolculuğumu da anlatabilsem.
şimdi bu bana çok yorucu geliyor, ama daha sonra deneyeceğim..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder